gafil

gafil
[ga:fil]
阿́ s. ve is. 旧́ 不了解情况的, 漫不经心的
-i \gafil avlamak 使茫然不知所措, 使措手不及: Beni gafi avlayınca her şeyi açıklamak zorunda kaldım. 他使我措手不及, 我不得不和盘托出。\gafil avlanmak 茫然不知所措, 措手不及: Gafil avlandım. Yapmaya niyetim olmadığı hâlde, "olur, yaparım," deyiverdim. 我措手不及, 尽管我没打算干, 我还是答应干。\gafil davranmak 漫不经心
◆ Gafile kelâm, nafile kelâm. 对牛弹琴不管用, 瞎子点灯干熬油。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • gafil — sf., Ar. ġāfil Aymaz Ben gafil bir kız değilim. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gafil avlamak gafil avlanmak gafile kelam, nafile kelam …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • GAFİL — Dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan. Haberi olmayan, ihtiyatsız, başına geleceği önceden düşünmeyen. Allah ı unutan. Kendi gayr ı meşru zevkine dalan. (Günde bir taşı binâ yı ömrümün düştü yere,Can yatar gafil, binası oldu viran bîhaber.… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • gafil avlamak — (birini) umulmadık, beklenmedik bir zamanda yakalamak, zor duruma düşürmek Nasıl sinsice yaklaşmıştı baykuş, düşmanlarını nasıl gafil avlamıştı. C. Meriç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gafil avlanmak — beklenmedik bir sırada yakalanmak, habersiz ve hazırlıksız bir anda bir olayla karşılaşmak, zor duruma düşürülmek Atatürk bizden ayrılınca öbür sınıflara da girmiş. Fakat onlar bizim gibi önceden hazırlanmadıklarından gafil avlanmışlar. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gâfil — (A.) [ ﻞﻓﺎﻏ ] habersiz …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • çıçan — gafil, ferzane, hiredmend …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • usal kişi — gafil, iş bilmeyen I, 122 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • usayuk (er) — gafil (adam) I, 160 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • EZHEL — Gafil kimse. Gaflette bulunan kişi. * Pek dalgın …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • GARRE — Gafil kişi, gaflette bulunan kimse …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜTEGAFİLANE — Gafil gibi davranarak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”